Ankara 13.Ağır Ceza Mahkemesinin başvurusu üzerine somut norm denetimi yoluyla 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/12.maddesinde yer alan Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasına ilişkin kararlara karşı itiraza ilişkin düzenlemeyi Anayasa’ya aykırı bularak iptal etti.
CMK 231.maddesi uyarınca sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasını gerektiriyorsa mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebiliyor. Ayrıca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için;
– Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması,
– Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması,
– Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi,
gerekiyor. Ayrıca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için sanığın bu sonucu kabul etmesi gerekiyor.
Esasen maddedeki açık hükümden de anlaşıldığı üzere, mahkemenin Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasına karar verebilmesi için yargılama faaliyetini eksiksiz olarak yapması ve sanığın suçlu olduğuna kanaat getirmesi gerekiyor. Ancak hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının en önemli sonuçlarından birisi kurulan hükmün sanık hakkında bir hukuki sonuç doğurmaması. Kararın bu özelliği gereği tam bir yargılama faaliyeti gerçekleştirmeden, sanığın lehine olan deliller toplanmadan HAGB kararı verildiğini uygulamada sıklıkla görebiliyoruz.
Anayasa Mahkemesinin ele aldığı CMK 231/12.maddesi ise bu kararlara karşı sadece itiraz yoluna başvurulabileceğini öngörüyor. Buna göre HAGB kararlarına karşı üst mahkeme olan istinaf yoluna başvurulamıyor. Kararlara karşı yapılan itirazı ise Ağır Ceza Mahkemesi inceliyor ve bu incelemede sadece hükmün açıklanmasının koşullarının oluşup oluşmadığı ile sınırlı yapılıyor. Sanığın gerçekten suçlu olup olmadığı yönünden karar denetlenmiyor.
Esasen Anayasa Mahkemesi, itiraz konusu kural da dahil olmak üzere 5271 sayılı Kanun’un 231. maddesinin birçok hükmünü geçmişte anayasallık denetimine tabi tutmuş ve bu hükümlerin Anayasa’ya aykırı olmadığı sonucuna ulaşmıştır. Ancak Yüksek Mahkeme, hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesinin uygulanma biçimine bakarak birçok temel hak ve özgürlüğe müdahale teşkil ettiğini tespit etmiş ve yeni hususları gözönünde bulundurularak Anayasa’nın 40. maddesinde düzenlenen etkili başvuru hakkı bağlamında düzenlemeyi inceleme gereği duymuştur.
Yüksek Mahkeme sonuç olarak, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına karşı itiraz yolunun açık olduğunu düzenleyen kuralın; bu kanun yoluna başvuranların iddia ve delillerinin dikkate alınmasında, çatışan menfaatlerin dengelenmesinde, temel hak ve özgürlüklere yapılan müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluğunun ve ölçülülüğünün belirlenebilmesinde belirli ve etkili bir denetim yolu öngörmediğini, bu durumun temel hak ve özgürlüklere yapılan müdahalelerin giderilmesinde ve kamu gücünü kullananların keyfî davranışlarının önüne geçilmesinde bireye tanınmış olan yetkili makama başvurma imkânının sağlanmasını isteme hakkını ihlal ettiğini, kuralın anılan hususları karşılayacak şekilde uygulanamadığını, doğrudan temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılması rejimi ile ilgili olan bu tür bir muhakemenin yokluğu etkili başvuru hakkıyla bağdaşmadığını tespit ederek kuralı Anayasaya aykırı bulmuştur.
Gerçekten Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması kararı sanık bakımından herhangi bir sonuç doğurmasa da ve bu sonuç sanığın lehine olsa da şikayetçi açısından da sonuç doğurmamaktadır. Halbuki suç teşkil eden bir eylemin mağduru olan kişinin, eylemin sonuç doğuracak mahkumiyet hükmü ile sonuçlanmasını isteme hakkına sahip olması gerekir. Kararın bu yönüyle suçun mağduru açısından etkin bir başvuru yolu olmadığını tespit ettiğini belirtmek gerekir.
Yüksek Mahkeme kararın Resmi Gazetede yayınlandığı tarihten itibaren 9 ay sonra yürürlüğe girmesine karar vermiştir. Dolayısıyla yeni bir müessese olmasına rağmen hukukumuzda çok yaygın bir biçimde uygulanan hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesi ile ilgili yeni bir düzenleme yapılması muhtemeldir. Aksi durumda bu kararlara karşı istinaf kanun yolu açılacak, bu da Bölge Adliye Mahkemelerinin iş yükününün daha da artmasına neden olabilecektir.